UZUN YÜRÜYÜŞ AYLIK SİYASİ DERGİ
tel:0212-2455424, fax:0212-2454370


KAMUOYUNA;
“Zulüm ve vahşetin olduğu yerde halka ayaklanmasını söylemeyen alçağın biridir!”


Faşist diktatörlük canımızdan can, kanımızdan kan almaya devam ediyor. Dört
duvar arasına koydukları devrimci tutsaklar nezdinde devrimci iradeyi teslim
almak için katliam saldırılarına devam ediyorlar. Saltanatını kan ve katliam
üzerine kuran egemenler nazi vahşetini aratmayan bir barbarlıkla daha dün
Ulucanlar’da, Burdur’da onlarca devrimciyi katlederken bugün de F tipine
karşı açlık grevi ve ölüm orucuna başlayan devrimci tutsakların direnişini
kırmak için aylardır üzerinde titizlikle durdukları planlarını kanlı bir
katliam ile sonlandırmışlardır.
19 Aralık sabahı 20 cezaevinde başlayan “hayata dönüş operasyonu” sonucu
40’ın üzerinde devrimci tutsak katledilmiş, yüzlercesi de yaralanmıştır.
Günlerdir, devreye sokulan aydınlar vasıtasıyla yaratılan “uzlaşma” ve
beklenti havasının, egemenlerin uzun zamandır tasarladıkları planlarını
hayata geçirmelerdikleri bir manevra olduğu da görüldü. Egemenler bu
manevrayla, oluşan kamuoyu duyarlılığını törpülemeyi, direnişleri kırmayı ve
tepkileri etkisizleştirmeyi hesaplıyorlardı. Ancak en başından beri, hem
duyarlı kamuoyu hem de cezaevlerindeki devrimci tutsaklar, egemenlerin bu
planlarına kararlılıkla karşı durdular. Egemenler gelişen direnişler ve
tepkiler karşısında Adalet Bakanı aracılığıyla 9 Aralık günü bir açıklama
yaparak “F tipine geçişin süresiz olarak ertelendiğini” duyurdu. Ancak
tehditlerinden de geri durmadılar. Bu sözde geri adım tamamen kamuoyu
nezdinde oluşan haklılık ve duyarlılığı kırmayı hedefleyen ve dolayısıyla
da dekoru tamamlayan önemli bir saldırı dayanağı olarak kullanıldı. Bu
gerçek, verilen “sözlere” rağmen saldırının hemen sonrasında devrimci
tutsakların Sincan, İzmit ve Edirne F tipi cezaevlerine götürülmesiyle
çırılçıplak bir şekilde ortaya çıktı. Öyle ki, bu durum kendi besleme
medyası tarafından da büyük bir çelişki olarak görülmüş ve
“eleştirilmiştir”. Bu saldırı “yaşama hakkı”nın korunması değil, yaşama son
vermenin adıdır. Dün Burdur, Bergama ve Ulucanlar’da prova yapan ve devrimci
iradeyi teslim alamayan egemenler bu politikalarını hayata geçirmek için
karakterine ve geleneksel tavrına uygun davranmaktan çekinmemiştir. Bu
uğurda her şeyi göze almaktan kaçınmamışlardır. Örneğin, Adalet Bakanının
katıldığı bir televizyon programında, operasyonun sözde başarısını
kanıtlamak için sarf ettiği “zayiatın umduğundan daha az olduğu” ifadesi
korkunç planın ipuçlarını yeteri kadar vermiyor mu? Peki ya operasyon anı
ve sonrasında ortaya çıkan görüntü ve gerçekler. Faşist diktatörlük bir kez
daha suçüstü yakalanmıştır. Hiçbir yalan ve çarpıtma bu çıplak gerçeği
beynimizden ve bilincimizden silemez.
Yalan, katliam ve vahşet....
Tutsaklar, kimyasal maddeler dökülerek yakılmış, gaz bombası, biber gazı ve
silah kullanılarak katledilmiştir. Otopsi raporları yaşanan katliamın
korkunç ifadesidir. Cesetler tanınmayacak durumdadır. Sözde “hayata dönüş”
operasyonu katliam fermanımız olmuştur. Ekranlardan odalarımıza sızan
görüntüler bütün gizleme ve çarpıtmalara rağmen artık vahşetin boyutlarını
gizleyemiyor. Operasyon kan içicilerin iştahını kesmemiş olacak ki,
tutsaklar operasyon sonrasında ölümcül yaraları olmasına rağmen çıplak bir
şekilde ısıtma tesisatları olmayan F tiplerine kapatılmıştır.
Faşist diktatörlük kan ve katliam yüklü tarihine yeni bir sayfa daha
eklemiştir. Halkımız bu kan ve katliam politikalarına yabancı değildir.
Sesimizi yükseltmez, kinimizi çıkarıp yüreğimizden eyleme dökmezsek bu
katliamlar son da olmayacaktır. Besleme medyası ile günlerdir gerçeklerin
üzerine örtmeye, gizlemeye ve alçakça yalan haber yayarak “başarılarını”
kanıtlamaya çalışan devlet ne var ki duvara toslamıştır. Hiçbir şey onu
kaçınılmaz sonundan kurtaramayacaktır.
İşçiler, Emekçiler...
Devrimci tutsakların saldırılara karşı açlık yürüyüşü sürüyor. Onurun,
erdemin, kardeşliğin, emeğin, özgürlüğün simgesi tutsaklar faşist saldırılar
karşısında bedenlerini bir ateş topu yaparak direnmeye devam ediyorlar.
UNUTMA... Direnen, teslim olmayan insanlığın özgür dünya idealidir. Bu sese
kulak ver.

DEVRİMCİ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR!
KAHROLSUN FAŞİST DİKTATÖRLÜK!
FAŞİZMİ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ!
İÇERİDE, DIŞARIDA HÜCRELERİ PARÇALA!
ÖFKENİ KUŞAN, YÜREĞİNİ EYLEME SÜR!

UZUN YÜRÜYÜŞ AYLIK SİYASİ DERGİ