Cumhuriyet Gazetesi 06 ocak 2001
http://www.cumhuriyet.com.tr


Başhekim İçin Suç Duyurusu

İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Barosu Cezaevi İzleme Heyeti avukatları, Atatürk Eğitim Hastanesi'nde ölüm orucu eylemini sürdüren tutuklu ve hükümlülerle görüştü. Avukat Nurhan Doğan ve Devrim Cengiz , operasyonda çenesi ve sol el parmağı kırılan Mesut Avcı 'nın film çektirmek istediğini, ancak hastane yönetiminin bu istemi yerine getirmediğini belirterek başhekim hakkında İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar.

F tipi cezaevlerine yönelik ölüm orucu ve süresiz açlık grevleri 79. gününe girerken eylemcilerin sağlık durumlarının giderek kritikleştiği bildirildi. İzmir Barosu Cezaevi İzleme Heyeti'nden avukat Nurhan Doğan ile Devrim Cengiz, Buca Kapalı Ceza ve Tutukevi'nden İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'ne sevk edilen, Mesut Avcı, Celal Alpay, Ümit Kanlı, Barış Yıldırım, Ferhat Karadumanlı, Abdullah Bozdağ ile görüştüler. Cezaevi yönetiminin, heyetin eylemcilerle görüşme isteğine olumsuz yanıt verdiğini söyleyen avukat Nurhan Doğan ve Devrim Cengiz, kendilerinin eylemcilerin avukatları olduğuna ilişkin vekâletnameleri göstermeleri üzerine görüş izni alabildiklerini kaydetti. Görüşmede tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumlarının iyi olmadığını gözlemlediklerini belirten Doğan ve Cengiz şunları söyledi:

''Müvekkillerimizle yaptığımız görüşmede, tamamında aşırı kilo kaybı, yoğun halsizlik gördük. Kaslarının ağrıdığını, baş dönmesi ve görme bozukluğu yaşadıklarını, uyku uyuyamadıklarını söylediler. Bunun dışında Mesut Avcı'nın operasyon sırasında darptan kaynaklı sol el serçe parmağı kırılmıştı, çenede çıkık vardı. Ümit Kanlı ve Barış Yıldırım'da unutkanlık başlamış ve aşırı ishale bağlı su alımı artmış, mide bulantısı başlamış, bu durumda şeker alamadıklarını söylediler. Mesut Avcı parmak ve çenesinin filminin çekilmesi ve tedavisi için başhekimlikten talepte bulunmuş, 15 gündür bu talep yerine getirilmedi. Biz avukatları olarak başhekim hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.''

'İşkence yapıyorlar'
19 Aralık'ta operasyon yapılan Elbistan Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlüler sıkıntılı

Ferit Demir - ELBİSTAN - Yurt genelinde 19 Aralık'ta operasyon yapılan 20 cezaevinden biri olan Elbistan E Tipi Cezaevi'nde kalan DHKP-C ve Dev-Sol davası tutuklu ve hükümlüleri, cezaevi yöneticilerinin kendilerine işkence yaptığını öne sürdüler.
Elbistan E Tipi Cezaevi'nde ölüm orucunda bulunan tutuklu ve hükümlülerle görüştük. Vücutlarında darp izleri bulunan ve ayakta durmakta zorlanan tutuklu ve hükümlüler, cezaevi yönetiminin arkadaşlarına işkence yaptığını öne sürdüler. Herkese psikolojik işkence yapıldığını belirten tutuklu ve hükümlüler adına Dev-Sol davasından tutuklu Kazım Keleş konuştu. Keleş, 19 Aralık'ta yapılan operasyon gününü şöyle anlattı:
''Operasyonda jandarma ilk olarak benim koğuşuma geldi. Önce ellerimi arkadan bağladılar, sonra tek bir odaya götürerek saatlerce işkence yaptılar. Sonraki günlerde de bu işkence devam etti. Şimdi de tek kişilik hücreye attılar. Çok sıkı bir tecrit politikası uyguluyorlar. Bütün siyasi mahkûmlara tecrit uygulanıyor.''
İşkenceyi anlatırken konuşmakta güçlük çeken Keleş, uygulamaları protesto etmek amacıyla açlık grevlerini ölüm orucuna çevirdiklerini söyledi. 6 arkadaşıyla birlikte kendisinin de ölüm orucunda olduğunu belirten Keleş, tüm yurttaki cezaevlerindeki istekleri kabul edilene kadar ölüm orucunu sürdürmeye kararlı olduklarını anlattı.
Cezaevi 1. müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Keleş, cezaevi savcılığına verdiği dilekçesinde, ''1. müdür beni yok etmeye çalışıyor. Eğer başıma bir şey gelirse bilin ki bunun sorumlusu cezaevi 1. müdürüdür'' dediğini ifade etti.
Günlerdir aynı giysileri kullandıklarını anlatan Keleş, ''Ailelerimiz son görüşte yeni giysi getirmiş. Ancak bunları verip vermeyecekleri de şüpheli'' dedi.
DHKP-C davası tutuklularından Satı Kaya ile Dev-Sol davası tutuklularından Mesut Tunç ve Bülent Tunç da ölüm orucunda olduklarını ve cezaevi yöneticilerinin kendilerine sürekli işkence yaptığını öne sürdüler. Cezaevinde F tipi sistemine geçildiğini ve birçok kişinin tek kişilik hücreye konulduğunu anlatan tutuklular, tecrite tabi tutuldukları ve dünya ile bağlantılarının kesildiğinden yakındılar.
Hücrelerde hiçbir isteklerinin kabul edilmediğini ifade eden tutuklular, kısa süre sonra bütün tutuklu ve hükümlülerin bunalıma gireceğini öne sürdüler. Görüşmelerin 30 dakikaya indirildiğini ve yakınlarıyla doğru dürüst görüşemediklerini anlatan tutuklu ve hükümlüler, ziyaretçilerin ve tutukluların teker teker içeri alındığını, bir tutuklunun görüşmesi bittikten sonra diğerinin içeriye alındığını söylediler.
Kazım Keleş'in babası Mehmet Keleş de önceki gün görüştüğü oğluna işkence yapıldığını öne sürerek şunları anlattı: ''Oğlum şu an çok kötü durumda. Kendisine yoğun işkence yapmışlar. Şu an 6 arkadaşıyla birlikte ölüm orucundalar. Özellikle cezaevi 1. müdürü kendisini sürekli tehdit ediyor. Kazım'a yapılan işkence sonucu ayakta duramaz hale gelmiş. Tek kişilik hücrede kalıyor ve kimseyle konuşamadığı için bunalıma girmiş. Bu duruma müdahale edilmezse hepsi ölecek. Adalet Bakanı bu durumu bir an önce düzeltmelidir.''