Birleşik Metal İşçileri Sendikası
19 Nisan 2001


ÖLÜMLERE SEYİRCİ KALINMASIN...

Türkiye'de kişiyi tedirginleştiren, bunaltan aylardır süren bir gündem var... Hayır ekonomik kriz ve bunun sonuçları değil bu. Cezaevlerinde yaşamlarını "ölüm orucuna" bağlayan genç insanlar var. Birer birer ölüyorlar... F tipi cezaevlerinde tecridin kaldırılması, ortak alanların kullanımı amacıyla başlattıkları açlık grevi ve ölüm orucu 181 gününe girdi.
Ülkenin çeşitli tutukevlerinde bulunan insan, hapishanede de olsa, en temel insan hakkı olan "yaşam hakkı" için, 181 günü aşkın bir süredir ölüm orucunda... Kendilerinin diğer insanların insan hakları ve yaşam hakları için, ülke ve dünyanın gözü önünde ölüyorlar...
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk; 19 Aralık'ta "Hayata Dönüş Operasyonu" sırasında yaptığı açıklamada; "Bu durumun geçici olduğunu, sorunu çözmek için Terörle Mücadele Yasası 16 maddesinin değiştirileceğini ve tecride son verileceğini açıklamıştı" ama gelinen noktada sessiz kalmaktadır...
Hayata Dönüş Operasyonu'ndan bugüne 46 insan öldü. Her an yeni ölümler bekleniyor... Çaresizlik; insanların ve en çok da anaların yüreğini oyuyor. Anaların ağlamaktan gayrı yapabileceği ne var?
Hangi dinden, mezhepten, öğretiden, ideolojiden olursa olsun, ister suçlu, ister suçsuz olsun bu hayatlardan devletimiz sorumlu olmayacak mı?
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, ölüm orucunu protesto biçimi olarak "insani" bulmuyoruz. Ölüme dayalı bir çözümü savunmuyoruz ama düşüncesine katılalım veya katılmayalım, insanların ölümün eşiğine gelmelerine seyirci kalınmamalıdır.
Evet sonuçta insanlar ölüyor. Türkiye Avrupa Birliği'ne girmek için "demokratikleşme" programları yazıyor ama cezaevlerinde "yaşam hakkı ve güvenliği" kendi elinde bulunan insanların ölümüne de seyirci kalınmaktadır. Sorunun çözümü için, ülkemizin aydınları, sanatçıları, demokratik kitle örgütleri, işçi ve memur konfederasyonları günlerdir çalmadık kapı bırakmadılar...
Herkesin tekrar tekrar insanlık sınavından geçtiği günleri hep birlikte yaşıyoruz... Artık kritik günler yaşanıyor... Günler değil, saatler hatta dakikalar önem kazanıyor...
İnsan için, insan hakları için, korumakla yükümlü bulunduğu yaşam hakkı için, derhal harekete geçmesini, tutuklu insanların taleplerini dinlemeye, tutuklu sorunlarına duyarlılık göstermeye, ve ülkemizin de altına imza koyduğu evrensel belgelerde ve ulusal hukukumuzda da yer alan "yaşam hakkı" için, ölüm oruçlarına son verilmesi için gereken diyalogu başlatmaya davet ediyoruz. Bir adım atılmasını ve daha fazla seyirci kalınmamasını talep ediyoruz. Devlet ne kadar kutsal ise yaşamda o kadar kutsaldır diyoruz...

BİRLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU