Fikret Başkaya, Şükrü Erbaş, Zerrin Taşpınar, Ahmet Telli, Mehmet Özer, Aydın Çubukçu,... Bir grup aydının 21 aralık 2000 tarihli Basın Açıklaması;


Bu nasıl bir pervasızlıktır ki öldürdüğüne kurtardım der

Devlet halka karşı ve yalana dayalı ekonomik, siyasi ve fiziki şiddet geleneğine yeni bir şiddet klasiği eklemiştir.

Bizler, F tipi cezaevi uygulamasının yol açacağı kaosu, bundan duyduğumuz derin kaygıyı, bir yurttaş sorumluluğu ve aydın bilinciyle aylardır devlete ve kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Ölüm oruçlarıyla başlayan süreçte hiçbir şeyin insan hayatından değerli olmadığı vurgusuyla, devlete, sebebi olduğu bu sürecin ölümle bitmemesi için çağrı üstüne çağrı yaptık.

Bir yıldır cezaevlerinin maketleri üzerinde saldırı provası yaptığını İçişleri Bakanı’nın ağzıyla ifşa eden devlet, göstermelik olarak başlattığı görüşmeleri, küçük ayrıntılarda tıkayıp keserek, başta görüşmelere aracılık edenler olmak üzere, kendisine inanan herkesi bir kez daha aldatmıştır. Saldırıdan hemen önceki günlerde birçok aydın ve sanatçı görüşmelere aracılık eden etmeyen DKÖ temsilcisi, Adalet Bakanı’na görüşmelerin yeniden başlatılması için defalarca çağrı yapmış, ancak yanıt alamamıştır. Bu tutum, olup bitenlere bakıldığında, devletin gerçek niyetini göstermesi açısından son derece önemlidir.

Bu insan kıyımının adının "şevkat operasyonu", "hayata döndürme operasyonu " konulması ise, en hafifiyle bir alay, bir aşağılama olarak değerlendiriyoruz. Bu nasıl bir pervasızlıktır ki öldürdüğüne kurtardım der. Bitirmek için müdahale ettiği ölüm oruçlarını arttırır ve ölüme götürür. Bizler bu operasyon bittiğinde ölü sayısının varacağı yeri düşündükçe dehşetle ürperiyoruz. Tarihe, cumhuriyet tarihinin, döneminde en çok cezaevi katliamı işlemiş bakanı olarak geçecek Sayın Adalet Bakanı’nın, F tipi cezaevlerinin açılmasıyla ilgili kamuoyuna defalarca açıkladığı yasal düzenlemelerin birini bile yapmadan hınç alır gibi bu cezaevlerine bir gecede yüzlerce kişiyi nakletmesi ise bir etik sorunu olarak kamuoyunun ve kendisinin vicdanına bırakıyoruz.

Bizler, devletin açık bir katliam olan bu bağışlanamaz tutumunun gerisinde nasıl bir iflas etmiş ekonomi-politika olduğunu; siyasi/toplumsal hangi halk karşıtı uygulamaları halktan gizleme amacı taşıdığını en az onlar kadar biliyoruz. Bu nedenlerle, Sayın Başbakan’ın aydınların da bu operasyonu desteklediği anlamına gelen çarpıtmasını kendi adımıza şiddetle kınıyoruz. Bizler bir insanın hayatının, yüzlerce cezaevinden daha değerli olduğunu biliyoruz. Ve bu katliamın karar sorumluluğunu taşıyan, bilinçli olarak bunu alkışlayan herkesi, tarih ve kamuoyu önünde bir kez daha şiddetle kınıyor ve suçluyoruz.

21.12.2000
Fikret Başkaya, Şükrü Erbaş, Zerrin Taşpınar, Ahmet Telli, Mehmet Özer, Aydın Çubukçu, Mahmut Temizyürek, Hüseyin Şahin, Fettah Köleli, Yılmaz Demiral, Ali Balkız, Oktay Etiman, Emine Şahin, Selma Ağabeyoğlu, Adnan Satıcı, Temel Demirer, Abdullah Aydın, Erol Anar, İlhan Akalın, Nebahat Altıok, Nurettin Rençber, Erkan Yıldız, Kuvvet Yurdakul, Babur Pınar, Mustafa Köz, Sezai Sarıoğlu, Necmettin Salaz